Search on this blog

Search on this blog

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), kişinin yaşadığı ya da tanık olduğu ağır bir travmanın ardından gelişen, günlük yaşamı etkileyen yoğun stres tepkileridir. Doğal afetler, kazalar, istismar, kayıplar, savaş, fiziksel saldırı gibi olaylar bu bozukluğun yaygın nedenleri arasında yer alır. Travmayı takip eden günlerde, bazı kişilerde kısa süreli korku, kabus ya da gerginlik yaşanması normaldir; ancak bu belirtiler haftalar, aylar ve hatta yıllar boyu devam ediyorsa, bu durum artık bir stres bozukluğu halini almıştır. TSSB yaşayan birey, olayın geçtiğini bilse bile zihinsel olarak orada takılı kalır. Travmanın yeniden yaşandığı duygusu, bireyin güven duygusunu zedeler ve hayat kalitesini ciddi şekilde düşürür.

Travma sonrası kişi, olayla ilgili anıların zihnine istemsizce gelmesinden kaçınmaya çalışır, fakat bu çaba çoğu zaman daha çok tetiklenmesine yol açar. Geceleri kabuslarla uyanmak, ani seslere irkilmek, boşlukta hissetmek ve sürekli tehdit altında yaşamak gibi belirtiler çok yaygındır. Bazı bireylerde ise duygusal donukluk, çevreden kopma, sevinç ya da üzüntü gibi duyguları hissedememe görülür. Bu tür tepkiler hem kişinin iç dünyasında yıkım yaratır hem de sosyal ilişkilerini zedeler. Neyse ki, bu belirtilerle baş etmek ve yaşanan travmayı işlemek bireysel terapi sayesinde mümkündür.

TSSB’yi Tanımak

TSSB’nin belirtileri genellikle dört ana başlık altında toplanır: yeniden yaşantılama, kaçınma, artan uyarılmışlık ve olumsuz düşünce-davranış değişiklikleri. Kişi olayla ilgili görüntüleri tekrar tekrar gözünün önünde canlandırabilir, ani geri dönüşler (flashback) yaşayabilir ya da gece sık sık kabus görerek uyanabilir. Bu yaşantılar bireyin zihnini meşgul eder ve kendini güvende hissetmesini engeller. Özellikle tetikleyici ses, koku ya da ortamlarla karşılaşıldığında kişi olay anına geri dönmüş gibi hisseder. Bu durum, duygusal ve bedensel olarak yoğun bir kaygı ve korku halini beraberinde getirir.

Bununla birlikte travmayı çağrıştıran yerlerden, kişilerden ya da durumlardan kaçınma sık görülür. Birey, o anıyı hatırlatacak her şeyden uzak durmaya çalışır. Ayrıca sinirlilik, öfke patlamaları, uykusuzluk, odaklanma zorluğu gibi belirtiler de yaygındır. Zihinsel olarak sürekli tetikte olmak kişiyi hem bedenen hem ruhen yorar. Bazı bireylerde “hayat eskisi gibi olmayacak”, “ben asla düzelmeyeceğim” gibi umutsuz düşünceler de TSSB’nin bir parçasıdır. Bu belirtiler tedavi edilmezse bireyin sosyal ilişkilerini, iş yaşamını ve içsel huzurunu tamamen bozabilir.

Travmanın Beyinde Bıraktığı İzler

Travma yaşandığında beyin bunu olağan dışı bir durum olarak kodlar ve alarm sistemi tetiklenir. Özellikle amigdala (tehlike algısı), hipokampus (hafıza) ve prefrontal korteks (mantıklı düşünme) gibi beyin bölgeleri arasında dengesizlik oluşur. Bu nedenle kişi, tehlike geçse bile kendini sürekli tehdit altındaymış gibi hisseder. Beyin, “artık güvendesin” mesajını alamaz ve geçmişte yaşanmış olay sürekli yeniden yaşanır. Bu durum sadece psikolojik değil, biyolojik olarak da kalıcı etkiler bırakabilir.

İşte bu yüzden TSSB sadece “zihinsel bir sorun” değil, tüm vücudu etkileyen bir stres bozukluğudur. Terapide amaç, beynin bu yanlış alarm sistemini yeniden düzenlemektir. Kişi yaşadığı olayın gerçekliğini kabul ederken, ona verdiği anlamı değiştirmeyi öğrenir. Bu şekilde beyin, travmanın geçmişte kaldığını öğrenir ve yeniden “şimdi”ye dönmeyi başarabilir. Terapist eşliğinde yapılan bu süreç, içsel güven hissinin yeniden inşasını mümkün kılar.

Kimler TSSB Nedeniyle Terapiye Başvurmalı?

TSSB, travmatik bir olay yaşamış ya da buna tanık olmuş herkeste gelişebilir. Ancak bazı kişiler bu olayları işleyip geride bırakabilirken, bazıları uzun süre etkisinden kurtulamaz. Eğer kişi yaşadığı olaydan sonra duygusal olarak kendini kopmuş hissediyor, uykusuzluk, sinirlilik, geri dönüşler, kaçınma davranışları yaşıyor ve bu belirtiler günlük işlevselliği etkiliyorsa terapiye başvurması gerekir. Zamanla bu belirtiler artabilir ve kişi depresyon, anksiyete, panik atak gibi başka sorunlar da yaşamaya başlayabilir.

Terapide destek alınması gereken başlıca durumlar:

  • Olaydan sonra 1 aydan uzun süren kabuslar ve geri dönüşler

  • Travmaya dair sürekli zihinsel tekrarlar

  • Kendini boşlukta, duygusuz ya da kopmuş hissetme

  • Uyku sorunları, aşırı irkilme, öfke patlamaları

  • Kaçınma davranışları nedeniyle sosyal izolasyon

Terapide kişi sadece geçmişte yaşadığı olayı değil, bu olayın kendisinde bıraktığı duygusal etkileri keşfeder. Bu farkındalık iyileşmenin başlangıcıdır.

TSSB Tedavisinde Kullanılan Terapi Yöntemleri

Travma sonrası stres bozukluğunun tedavisinde en etkili yöntemlerden biri EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) terapisidir. Bu yöntemde kişi, travmatik anıyı hatırlarken yönlendirilmiş göz hareketleriyle beynin bilgiyi yeniden işlemesi sağlanır. Bu sayede anıya yüklenen olumsuz duygular azalır. Ayrıca Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ile kişi, travmaya yüklediği anlamları sorgular ve daha sağlıklı düşünce kalıpları geliştirir. Somatik terapi gibi bedeni de dahil eden yöntemler, özellikle travmanın fiziksel belirtilerini düzenlemede etkilidir.

TSSB tedavisinde yaygın kullanılan yöntemler:

  • EMDR Terapisi

  • Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)

  • Somatik Deneyimleme

  • Travma Odaklı BDT

  • Mindfulness Temelli Terapi

Terapi yöntemi, travmanın türüne, bireyin kişilik yapısına ve mevcut belirtilerine göre terapist tarafından belirlenir. İyileşme süreci her bireyde farklıdır, ancak doğru destekle mümkündür.

Travmayla Yaşamayı Değil, Onu Aşmayı Öğrenmek

Terapinin temel hedeflerinden biri, bireyin travmasıyla yaşamayı değil, onu dönüştürmeyi öğrenmesidir. TSSB tedavi edilebilir bir rahatsızlıktır ve kişi, bu süreçte yalnız olmadığını hisseder. Terapist eşliğinde yaşanan duygu patlamaları, gözyaşları ya da sessizlikler iyileşmenin doğal parçalarıdır. Süreç zorlayıcı olsa da, sonunda kişi daha güçlü, daha dayanıklı ve daha huzurlu bir hale gelir. Geçmiş artık sadece bir anı olur; bugünü ve geleceği şekillendiren bir tehdit değil.

İyileşme zaman alır, ama imkânsız değildir. Her birey kendi ritminde ilerler ve her küçük adım değerlidir. En zor travmalar bile doğru terapiyle işlenebilir ve etkileri azaltılabilir. Unutulmamalıdır ki, yaşanan şey sizin suçunuz değildir; ama iyileşmek sizin elinizdedir.

Travma yaşamış olmak, hayatınızın kontrolünü kaybettiğiniz anlamına gelmez. TSSB ile mücadele etmek zorlayıcı olabilir, ama bu süreçte yalnız değilsiniz. Bireysel terapi, zihninizde sıkışıp kalmış anıları özgürleştirmek ve yeniden nefes almak için güçlü bir destektir. Yaşadıklarınız sizi tanımlamaz; onlarla nasıl baş ettiğiniz sizi yeniden inşa eder. Geçmişle barışmak ve geleceğe umutla bakmak için ilk adımı atabilirsiniz. Profesyonel destek almak bir zayıflık değil, iyileşmeye duyulan saygıdır.

Pazartesi - Cuma: 09:00 - 18:00
Haftasonu: Kapalı

Sakarya

0545 512 97 21
[email protected]